Ruhlar denizinde küçük, kendi halimde bir ruhtum ben.
Her bir ruhun bir bir sahiplerine vardığı bir dehlize doğru yol alıyordum.
O anda ilk dileğimi dilemiştim, birisinin saati olsam keşke…
Uyanmıştım.
Senin saatin olmuşum.
O kadar mutlu olmuştum ki, arada bana bakıyordun, telaşlı, huzurlu, sevimli, bazen de üzgün.
Bazen koluna takmayı unutuyordun beni, ama ben seninle tekrardan birlikte olana kadar geçen zamanı işliyordum o arada.
An geliyordu seninle oluyordum, ve seninleyken de, zamanı durdurmak istiyordum, çünkü, o anı benimle ölümsüzleştirmek istiyordum.
Ama…
Nerden bilebilirdim ki…
Bozuk zannedilip atılıyordum.
Olsun diyordum kendi kendime, ruhlar denizinde tekrar akıntıya kapılmışken.
Bir oltaya tutunmak istiyordum tekrardan.
Sonra,
Bir dilek tutuyordum yine, keşke senin tokan olsaydım, hem bozulmam da o zaman diyordum…
Uyanmıştım.
Tokan olmuşum.
Bir kez daha mutluydum, saçını bazen toplasan bile.
O kadar mutlu olmuştum ki yine…
Ama bazen hiç toka takmıyordun, diliyordum ki bir sonraki gün tekrardan saçını benimle toplasan, çünkü öyle her zamankinden daha yakın oluyordum sana.
An geliyordu ve ben yine seninle oluyordum.
Seninleyken, saçında kayayım diyordum, çünkü saçını okşamak istiyordum.
Ama…
Nerden bilebilirdim ki…
Bu sefer de gevşek zannedilip atılıyordum.
Olsun diyordum kendi kendime, ruhlar denizinde tekrar akıntıya kapılmışken.
Sonra,
Bir dilek daha tutuyordum, keşke ayakkabı bağcığın olsaydım diyordum, bu sefer sıkı durucam söz.
Uyanmıştım.
Ayakkabı bağcığın olmuşum.
Bir kez daha mutluluk benimleydi, bana günde 2 kez dokunsan bile.
O kadar mutlu olmuştum ki yine…
Ama bazen de üzülüyordum, neden ayakkabılarını, bağcığını çözmeden çıkarıyorsun ki?
Bazen de diğer ayakkabılarını giydiğin için bir sonraki günün gelmesini diliyordum tüm kalbimle…
Umutlanıyorum bazen, sadece bir sonraki gün seninle birlikte olabilme düşüncesiyle bile,
An geliyordu seninle oluyordum, ama seninleyken, bir iki kere çözülsem bir şey olmaz diyordum, hem böylece tekrardan, tekrardan bana dokunursun…
Ama…
Nerden bilebilirdim ki…
Sözümü tutamamıştım yine, gevşek zannedilip yine atılıyordum.
Artık daha fazla dilek hakkımın kalmadığını biliyordum.
Bu sefer dilek dileyememiştim, dehlizde ilerlerken sıramın gelmesini bekliyordum.
Sonra;
Uyanmıştım.
Ben olmuşum.
Bu sefer ne mutluluk benimleydi, ne de neşe…
Bir daha sana nerde rast gelecektim ki?
Ama sonra, karşıma çıkmıştın yine işte.
Hatırladım, sen oydun.
İşte yaşıyorduk, düşündüm.
Saatin, tokanın, ayakkabı bağcığının içlerinde sakladığı duygulara tercüman olacaktım.
Oluyorum.
Ben seni seviyorum.
P.s: Kime yazıldığı bir muamma, ancak bir yerlerden deli gibi ilham aldığım su götürmez bir gerçek sanırım, eğer sıkılmadıysanız bu şiirin devamı "kendimi ararken" adlı şiiri okuyabilirsiniz, ama yine de siz bilirsiniz :)
0 garibin yorumu:
Yorum Gönder